23 Nisan 2010 Cuma

"Aranan" Pazarlama


Inbound Marketing diye birşeyden bahsediliyor. Biraz araştırınca ne harika bir şey olduğunu anladım bu kavramın. Kavram diyorum ama aslında hem bir tarz hem bir trend hem de pazarlamanın geleceği diye de düşünebiliriz Inbound Marketingi. Türkçesini aradım, aramalarım yeterli olmadı, tam bi çevirisini bulamadım. Bir yerde "İçe dönük Pazarlama" diye bir tabir gördüm, ama o da tam olmamış geldi bana. Inbound Marketing dedikleri aslında çok basit: tüketicinin ürüne yanaşması, talepte bulunması, kısaca "aranması". Bu aranma birilerinin sizi aramasından çok, kabadayıların mahallede caka satar dolanmalarına kahvedeki ahalinin "Aranıyor!" dedikleri cinsten aranma.

Kısacası sizin bir ürününüz var, tüketici de sizi aranıyor buluyor ürününüzü alıyor, işte size Inbound Marketing. Bunun nesi marketing?" oturup durup pazarlama mı olurmuş, pazarlama agresiftir, allem eder kallem eder sattırır. Promosyonuyla indirimiyle reklamıyla etrafı yıkar kırar," diyebilirsiniz. İşte değişim burda yatıyor IM'de. Tüketiciyi moron sıfatından çıkarıp onu muhatap alınca sonra onunla ilişki kurup dialoğa girincezaten eninde sonunda birileri malınızı alacaktır, diyor IMciler. Yanllış anlaşılma olmasın IM asla yan gel otur, tüketici seni bulur demek olmuyor. Tam tersi eskiseinden daha çok çalışmak, tamamiyle içten ve dürüst olmak, neyi ne kadar verdiğinin hesabını yapmadan karşılıksız (bedava değil!) tüketiciye fayda sunmakta yatıyor IM. 20. yy kaptializminin yansıması vahşi, sınır, etik, ahlak tanımaz reklamcılık anlayışı çöpe atıılıyor adeta ve yerine herkesin tatminin önplana alındığı, kazan-kazan yeni bir düzen sunuyor marketing. Uygulanması hiç kolay değil, tanımının içine barış böceği kaçmış gibi görünse de. Bir çok araç, uzun zaman gerektiriyor. Fakat eskilerdeki devasa reklam bütçelerine de pek ihtiyaç duymuyor bu tarz.

Aslında Inbound marketing, "Aranan" Pazarlama ile tanışmam bu bloga başlamamın nedeni. Çünkü ilk defa yapmaktan zevk aldığım işin - iletişim, reklamcılık ve internetin - hayatıma yön veren ilke ile (kazan-kazan) bir harmoni içinde olduğu bir imkan olduğunu gördüm. Inbound marketing ve diğer dijital hikayeler için rss de kalın. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder